Çocuklarımıza tehlikelerden korunmayı nasıl öğretebiliriz?
Çocukları Tehlikeden Koruma!
Çocuklarımız en değerli varlıklarımız. Onları yetiştirirken tehlikelerden koruyarak, en iyi imkânları sunarak en iyi şekilde yetiştirmek istiyoruz. Bebeklik döneminde ev kazalarından korunmaları için eşyalarımızı yeri geldiğinde onlara göre düzenliyoruz. Ama yaşları büyüyüp sosyal yaşantıları geliştikçe kontrolümüzün azaldığını ve onları korumakta yetersiz kaldığımızı hissetmeye başlıyoruz. Öğretmenlerini sıklıkla uyarıyor, çocuklarımızın kendilerini sürekli uyarılarda bulunarak kazalardan korumaya çalışıyoruz.
Peki, yaşları daha çok ilerledikçe bu uyarılar ve hatırlatmalar bize ne şekilde geri dönecek?
Bugün sizlerle -çocuklarımızı korumak için sergilediğimiz davranışların sonuçları neler oluyor- bunlar üzerinde bazı bilgileri aktarmak istiyorum.
Başlangıçta şunu söylemeliyim ki tabi ki çocukları korumak bizim önemli görevlerimizden biri. Ama şu soruyu bir düşünelim. Acaba çocuklarımıza karşı sergilediğimiz koruma davranışlarımız yaşa göre değişmeli mi?
Kesinlikle evet.
3 yaşına kadar ev içinde ya da dışarıda çocuklarımızı sürekli gözlem altında tutmalıyız. Evde kesici aletler, tehlikeli ev eşyalarımız, ilaçlar, temizlik maddeleri ve diğer kimyasallarla ilgili düzenlemelerde yapabiliriz. Ama yaşı ilerleyen çocuğumuzu bir yandan da kendini koruması için eğitmeliyiz. Ki 2 yaşından itibaren çocukların tehlikeli durumlara karşı kendilerini koruma becerileri yavaş yavaş gelişmeye başlar. Daha ileriki yaşlarda kreş ya da okullarda kendilerini yetersiz hissetmemeleri için basit tehlikeleri düşünmelerini beklerken, büyük tehlikeleri kontrol etmeye çalışırız.
Kreşe başladıklarında (ev içinde kendini koruyabilen) çocuk kendine güveni olduğu ve kendini yaşına uygun şekilde tehlikelerden koruyabilir. Böylece okulda/ kreşte daha uyumlu ve huzurlu bir yaşantı sürdürebilir. Bunun yanı sıra unutulmamalıdır ki okul öncesi dönem yarı korunaklı bir dönemdir ve çocuklarımızı okul dönemindeki yeni toplumsal ortama hazırlamanın en iyi imkânlarındandır.
Okul yaşantısına geçildiğinde artık çocuğumuz sosyal iletişimlerde yaşına uygun becerileri sergileyebilen, tehlikeli bir ortamdan kaçınan bir çocuk olacaktır.
Bunu sağlarken sergileyeceğimiz davranış sistemi çocuğu kendine güvenen, ihtiyacı olduğunda öğretmenlerine ulaşmayı düşünecek kadar olgunlaşmış olmasını sağlayabilir ya da korkak, güvensiz, tek başına yaşantısı ile başa çıkmayı başaramayacak kadar bebeksi de kalabilir.
Koruma çabalarımızın olumsuz sonuçları olabilir mi? Hangi davranışlarımız olumsuz etkiler?
Eğer çocuğumuzu;
* Tehlikelere karşı korkutuyorsak,
* Aşırı uyarılarda bulunuyorsak,
* Kaygılarımızı gereğinden fazla yansıtıyorsak,
* Bilgi vermeksizin tehdit ederek durduruyorsak,
* Yaşına uygun olmayan gereksiz bilgiler veriyorsak çocuğumuzu olumsuz etkileyebiliriz.
Çocuğumuz kendini dünyaya karşı savunmasız ve güvensiz hissedecektir. Zamanla kaygılı bir kişilik geliştirecek ve bunun sonucunda yetişkinlikte sorun yaşayacaktır. Genetik yatkınlığı olan bireylerde ise psikiyatrik rahatsızlıkların ortaya çıkma olasılığı artacaktır. Okul fobisi, kaygı bozuklukları, obsesif – kompülsif bozukluk gibi rahatsızlıklara karşı yatkınlıkları oluşacaktır.
Eğer çocuğumuza;
* Sürekli uyarılarda bulunmak yerine neden tehlikeli bir işle uğraştığını kısaca açıklarsak,
* Bazı küçük deneyimleri (büyük tehlike içermeyen) yaşamasına izin verirsek,
* Aşırı kaygılarımız yerine onun sağlığı ve iyiliği ile ilgili endişelerimizden (yaşına uygun şekilde) bahsedersek
* "Okulda sakın koşma" gibi genel uyarılarda bulunmak ya da çocuk olmanın getirdiği doğal davranışları engellemek yerine kendini gerçekten koruması gereken şeyi açık ve net şekilde söylersek çocuğumuzu olumlu şekilde destekleyebiliriz.
Kendine güvenen, nerde, neyi, niçin yapması ya da yapmaması gerektiğini bilen çocuklar yetiştirebiliriz. Böylece gereksiz birçok şeyden kaygılanan bir çocuk yerine nelerden korunması gerektiğini bilen ve sizin aklınıza bile gelmeyecek tehlikelerden kendini koruyan çocuklar yetiştirmemiz mümkün olur. Yetişkinliklerinde de göze alacağı risklere daha gerçekçi bakan, ne istediğini bilen, hayata karşı güçlü ve kendine güvenen bireyler yetiştirmenin temellerini atmış oluruz.
Evet, çocuk yetiştirmek çok zor ve karmaşık gözükebilir. Ancak unutulmamalıdır ki küçük düzenlemeler en önemli varlıklarımızın, çocuklarımızın hayatları ile ilgili büyük önem taşımaktadır.
(alıntıdır)
Sevgiyle kalın...